Dijitalleşmeden önce ticaret nasıldı?
Klasik pazarlama vardı o zamanlar. Firmalar ve müşteriler birbirlerini ziyaret ederek ürün ve hizmetleri görme - gösterme imkanı buluyorlardı.
Ticarette, basılı metaryaller (katalog, broşür vb.) üzerinden tanıtımlar yapılıyor ve sıcak satış ile sonuçlandırılıyordu. Markalaşmak isteyen firmalar, pazarlama bütçeleri oluşturuyorlardı bu da oldukça maliyetli bir durumdu. Rekabet daha azdı, çok firma olmadığı için ya da bilinmediği için az seçenek deneyimleyerek ürün ve hizmetleri alma kararı veriyorduk.
Birçok firma da pazarlamaya ihtiyaç duymadan satışını çok rahatlıkla yapıyordu. Zaten ürün ve hizmeti satılıyordu, ekstra markalaşma yatırımı yaparak daha çok ürün ve hizmet satmaya razı değildi. Burada daha çok firma yöneticilerinin vizyonu devreye giriyor kimisi daha çok para kazanmayı; daha çok istihdam sağlamak ve değer üretmek için isterken kimisi de konforunu bozmamak için yeteneklerini köreltip olduğuyla yetiniyordu.
Dijitalleşme ekonomide neleri değiştirdi?
Dijital pazarlama, klasik pazarlama gibi çok zaman alan ve yüksek yatırımlar gerektiren bir pazarlama türü değil. Daha makül bütçelerle müşteri kitlenize ulaşarak ürün ve hizmetlerinizi tanıtıp satışını gerçekleştirebilirsiniz. Burada önemli olan; reklamlarınızın iyi planlanmış ve sürekliliğinin olmasıdır.
Ürün ve hizmetiniz için özel olarak hazırlanmış görsel ve slogan bütünlüğünü sağlayan dijital reklamlar kısa sürede bile firmanızı başarıya götürebilir. Bu konuyu şöyle de bağlayabilirim kobilerin, büyük markalar karşısında en büyük silahı dijitalleşme. Artık dijital pazarlama sayesinde hepimiz eşit pozisyonlardayız.
Dijital pazarlamaya erişim kolay ve ucuz olunca herkes kendince ürün ve hizmet geliştirip ya da al sat yaparak ürün ve hizmetlerini Dünya’nın bir çok köşesine satmaya başladı. Böyle olunca rekabet arttı, rekabet artınca da kar marjları düştü. Kısacası artık herkes ticaretin bir köşesinden tutmaya başladı. Dijital pazarlama kesinlikle ekonomiye büyük bir katma değer ve geniş bir katılım sağlamış oldu.
COVID-19 hayatın her alanını olduğu gibi ticareti de dönüştürüyor.
Dijitalleşme günün koşullarında neleri etkiliyor?
COVID-19 sürecinden önce de birçok markamız dijitaldi. Kurumsal firmalara hizmet verdiğimiz için hepsinin en azından bir web sayfası vardı. Ben web sitelerini dijital ofislere benzetiyorum. 7/24 ürün ve hizmetlerimizi tanıtabildiğimiz dijital dükkanlar.
COVID süreci sosyal medya hesaplarını daha aktif kullanmamızı sağladı bunun yanında evden çıkamadığımız için de tüm ihiyaçlarımızı e-ticaret siteleri sayesinde satın aldık.
Biz marka danışmanlığını yaptığımız firmalara bu süreçte, dijital medyada daha çok görünür olmaları için planlamalar yapıp, postlar hazırladık. Ayrıca; tüketicilerinin yanında olduğunu ifade eden ve motive eden içeriklerle bu süreci en hafif şekilde atlatmayı başardık. Ayrıca COVID-19 sürecinde ve sonrasında uygulayacakları stratejileri reçeteler halinde çıkarıp yeni sürece onları hazırladık. Ekipçe tüm fırsatları değerlendirdiğimiz iki ayı geçirdik. Kendimizi geliştirip, güncelledik ve bundan sonraki süreçte de markalarımıza ilaç gibi gelebileceğimizi düşünüyoruz.
COVID-19 sonrası 5 yıl: dijitalleşme nedeniyle neler değişmiş olacak?
Öncelikle dijitalleşmiş olan firmalar ayakta kalmış olacak, (teknoloji)
Bir iş kurmak için bir dükkana ya da bir ofise ihtiyaç kalmayacak, (mekansızlık)
Personelin giriş ve çıkış saatlerini hesaplamak için enerji harcamak zorunda kalınmayacak, (zamansızlık)
Nitelikli ve teknolojik ürünler daha çok tercih edilecek, (niş ürün ve hizmet)
Artık üniversite de bir bölümden mezun oldum iş arıyorum demek yeterli olmayacak, işveren çalıştıracağı kişide birden çok alanda bilgi sahibi olmasını bekleyecek. (nitelikli bilgi)
COVID-19 süreci bir çok girişimcinin e-ticareti keşfetmesi ve artık özümsemesi için önemli bir süreç oldu. Herkesin bu sistemi yoğunlukla kullanması nedeniyle rekabet daha da artacak ve kar marjları da çok düşecek, (çok rekabet)
Fırsatlara göre devamlı aksiyon alan firmalar ayakta kalacak. (girişimcilik)
